5 Mayıs 2014 Pazartesi

Deniz Gezmiş'le İlgili Yazılar - İkinci Versiyon - Mayıs 2014

Denizlerin avukatı olarak bilinen Halit Çelenk, sanki önceden planlanmış gibi, onların ölüm yıldönümünden bir gün önce öldü ve bu yıl biraz da bu nedenle özel bir önem kazandı. Her yerde bu devlet tarafından genç yaşta öldürülen bu arkadaşlarımızla ilgili videolar, müzikler, resimler vs. dolu. Ama doğru dürüst bir inceleme, bir analiz, sistemli bir ders çıkarma çabası neredeyse yok.
Aşağıdaki derlemeyi, bir bakıma bu akıntıya karşı bir duruşun varlığını gösterme amacıyla yapmak gerektiğini hissettim.
Temel amacım bu duygusal, hamasi anmalara bir karşı duruş sergilemektir.
Ama sadece politik kültüre ilişkin bir karşı duruşu da amaçlamıyorum. Denizler, ama özellikle de Deniz Gezmiş, Burjuvazi (yani liberaller) ve Askeri Bürokratik Oligarşi (yani ulusalcılar) tarafından sürekli çarpıtılmış bir resimle sunuluyor ve anılıyor. Özellikle ulusalcılar, Deniz’i bir pop ikonu gibi sunarak, içini boşaltarak, genç kuşağın ona duyduğu sempatiyi Askeri Bürokratik Oligarşi’nin yedeğine almaya çalışıyorlar. Liberaller de bu resmin üzerine atlayıp, devrimci gelenekleri lanetlemek için fırsat kolluyorlar.
Son yıllarda buna karşı, iyi kötü bir mücadele de başladı. Ama 1990’lı yılların sonlarında ve 2000’li yılların başlarında o sıralar yeni yeni yayılmaya başlayan İnternet’te bu konuda ilk yazıları biz yazmaya başlamış ve bir mücadele başlatmıştık.

Bu derlemedeki yazıların çoğu o dönemde ve özellikle ulusalcılardan gelen saldırılara karşı yazılmış yazılardır.
Ne yazık ki daha başında dikkati çektiğimiz, Genel Kurmay’ın Deniz Gezmiş, Che Guavera, Hikmet Kıvılcımlı gibi insanları içini boşaltıp ehlileştirerek, gereğinde bir pop ikonu, gereğinde bir milliyetçi gibi göstererek, genç kuşakları örgütlemede çabası büyük ölçüde başarıya ulaşmış bulunuyor.
Bu yazıları yayınlamamızın bir nedeni de budur.
*
Deniz Gezmiş, Devrimci Öğrenci Birliği’nde arkadaşım ve yoldaşımdı. Kendisiyle en sıkı ve yakın ilişkide olduğum dönem ise Deniz’in Filistin’den gelip Siyasal’da gizlenmeye başladığı günlerde, hatta Ho Şi Ming’i anma toplantısında Filistin’den üzerinde kalan askeri kıyafet ve botlarla yeni bir Vietnam ve halk savaşı çağrısı yaptığı gün başlar.
Ben İzmir Aliağa’da işçi örgütlenmesindeydim ve dönünce beni çağırmıştı görüşmek üzere. Ben de atlayıp gitmiştim. O zamanlar benim de temel anlayışım, Vietnam Halkının sırtındaki yükü azaltmak için yeni bir Vietnam yaratmak ve bunun için de gerilla savaşı aracılığıyla bir halk savaşı başlatmaktı.
O günler boyunca Taylan Özgür ile birlikte bolca konuşup tartışıyorduk. Niyetimiz bahar aylarında gerilla savaşına başlamaktı.
Bu sıkı ilişki, Taylan’ın ölümü ve Deniz’in tutuklanmasıyla aksadıysa da, İstanbul’da Cihan Alptekin ile devam etti.
Daha sonra Deniz çıktığında benim üç arkadaşla birlikte Filistin’e gitmek üzere Hacettepe Kampüsünden yola çıkacağım ana kadar da sürdü.
Bu birkaç aylık dönem çok kritik bir dönemdir. FKF o dönemde Dev-Genç oldu, Doğu Perincek’le yollarımız o dönem ayrıldı. Taylan o günlerde öldürüldü. Deniz o dönemde eski DÖB’lü arkadaşlarının çoğundan ayrı düştü. Devrimcilere yönelik seri cinayetler Taylan’ın öldürülmesiyle o dönemde başladı.
Benim Filistin’de görüşlerim değişti ve yollarımız ayrıldı. Ama bütün o zamanın devrimcileri gibi, sevgi, saygı ve güvene dayanan ilişkimiz sürmeye devam etti.
Son kez olduğunu bilmediğimiz ama sanki sezmişçesine birbirimize başarılar dileyerek vedalaştığımız son karşılaşmamızda sonraki hayatımızda yapacaklarımızı birbirimize anlattık bir bakıma.
O da dediğini yaptı ben de.
O bir isyan geleneği başlatmak ve bırakmak istiyordu. Bunu başardı.
Ben İşçi Sınıfını örgütleyerek, içinde sabırla çalışarak bir Proletarya Partisi kuruluşuna katkı sunmayı amaçlıyordum. Şimdilik görünen sonuç: Kesin bir başarısızlık.
Ama artık Partilerin devrim yapamayacağı, tarihte hiçbir devrimin partiler tarafından yapılmadığı; ancak bir parti bir parti olmaktan çıkıp bir din olduğunda devrim yapacağı gibi sonuçlara ulaşmış bulunduğumdan, görünüşteki başarısızlığın çok büyük bir teorik ve metodolojik başarı ile sonuçlandığını düşünüyorum. Bu nedenle artık görevini yapmış insanların huzurunu duyuyorum ve rahatça ölebilirim diyorum.
Yetmişli yıllarda ve daha sonra, Deniz Gezmiş’e selam verdim diyenlerin geniş örgütler kurabildiği, Türkiye tarihinin en büyük radikalleşme ve politikleşme; ezilenlerin ilk kez gerçekten devletin kontrolü dışında ve kendi insiyatifleriyle örgütlendiği dönemde, Dev Genç’in dar çevreleri dışında Deniz ile yakınlığımız bilinmez kaldı.
Bu dönemde Deniz’den söz etmek bir tür manevi rant sağladığı için Deniz ile ilgili konuşmadım ve yazmadım. Sadece bir kere Niğde Cezaevi’nde Aydın Çubukçu’nun ve Ertuğrul’un Deniz’i tanıyan bir arkadaşı olarak benden bir konuşmamı istemeleri üzerine bir kere konuştum. Yanlış hatırlamıyorsam, Deniz’in kendisini kendisinin anıldığı gibi anmayacağı üzerine bir konuşmaydı. Aydın da sözü bağlarken Deniz’in yapacağı ya da isteyeceği gibi bir konuşma yaptığımı söylemişti yanlış hatırlamıyorsam.
Deniz üzerine konuşup yazmaya başlamam aşağıdaki yazılardan görüleceği gibi, dünyada yaprağın kımıldamadığı, özel savaş rejiminin Türkiye’de iyice yerleştiği, Kürt hareketine kimsenin destek olmadığı zamanlara rastlar.
Okununca görülecektir ki, burada anlatılan Deniz başka bir Deniz’dir. Ve hamasi ve duygusal bir yan yoktur. Hep derinliğine analiz ve anlama çabası vardır. Sonuçlar doğru veya başarılı olmayabilir ama okuldaki matematik öğretmenlerinin dediği gibi “gidiş yolu doğrudur.”
Demir Küçükaydın

06 Mayıs 2011 Cuma
Kitap Şuralardan okunabilir veya indirilebilir:
Google Drive:
https://drive.google.com/file/d/0BxCB_Gtx8VYAWTYtZl9sNl9uaDA/edit?usp=sharing
Scribd:
http://de.scribd.com/doc/222271024/Demir-Kucukaydin-Deniz-Gezmisle-Ilgili-Yazilar-V-2
Issuu:
http://issuu.com/demir/docs/demir_kucukaydin_-_deniz_gezmisle_i

Derlemeyi Sunuş
Deniz’in Son Sözleri ve Bazı Çağrışımlar (7 Mayıs 1998)
Anlamak, Çözümlemek ve Tartışabilmek (8 Mayıs 1998)
Bir Yazıdan Bir Bölüm (18 Nisan 1998)
Bir Mektuptan Bir Bölüm (26 Ekim 1999)
Bir tartışmadan Bir bölüm (12 Haziran 2001)
Deniz Gezmiş ve Kürt Ulusal Hareketi (23 Kasım 2001)
Kürt Ulusal Hareketi’nin Temel Bir Özelliği
Kıvılcımlı’nın Deniz Gezmiş Üzerinden Etkisi
Deniz Gezmiş’in Farkı
Yol Nasıl Açılmıştı? (6 Mayıs 2010)
Mini İşgal ve Deniz Üzerine Birkaç Not (26 Mayıs 2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder